İdrar yapma fonksiyonu, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen önemli bir vücut işlevidir. Mesane disfonksiyonu ise kişinin idrarını tutma ve boşaltma kontrolünü kaybetmesiyle ortaya çıkan ve toplumda sanılandan daha sık görülen bir sağlık sorunudur. Çoğu zaman ihmal edilen bu rahatsızlık, kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde kısıtlayabilir. Bahçelievler Memorial Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Serdar Aykan, mesane disfonksiyonu ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Mesane sağlığı yaşam kalitesini belirliyor
Sağlıklı bir mesane, yaklaşık yarım litre idrarı rahatlıkla depolayabilmektedir. Ancak bazı kişilerde bu denge bozulmakta ve mesane, normal kapasitesini kaybederek ya idrarı tutmakta ya da boşaltmakta zorlanmaktadır. Bu durum, mesanenin kas veya sinir yapısında meydana gelen hasarlar nedeniyle oluşabilmektedir. Sık sık tuvalete gitme, aniden idrar kaçırma ya da idrar yaparken zorlanma gibi problemler yaşanmaya başlamaktadır.
Belirtiler kişiye göre değişkenlik gösterebilir
Mesane disfonksiyonunun en sık görülen belirtileri; günde 8-10 kereden fazla idrara çıkma, ani hareketle ya da öksürme sırasında idrar kaçırma ve idrar yapmada zorlanma olmaktadır. Kişi, idrarının geldiğini hissetmesine rağmen yapamamakta, uzun süre bekledikten sonra sızma şeklinde idrar gelebilmektedir.
- Sık idrara çıkma: Günde 8-10 kezden fazla tuvalete gitme ihtiyacı. Çoğu zaman idrar cılız ve düşük basınçlıdır.
- İdrar kaçırma: Özellikle ani hareketlerde, hapşırma, öksürme ya da bir uyarana bağlı olmaksızın ortaya çıkabilir.
- İdrar yapmada zorluk: Kişi tuvalete gitmesine rağmen idrarını yapamaz, bir süre bekledikten sonra sızma şeklinde idrar gelebilir.
Bu rahatsızlığa neden olabilecek birçok faktör vardır. Tanı konulabilmesi için yalnızca basit testler değil, detaylı bir değerlendirme ve inceleme gerekebilir. Mesane disfonksiyonuna yol açabilen başlıca etkenler:
- Tekrarlayan mesane enfeksiyonları: Sık geçirilen idrar yolu enfeksiyonları mesanenin işlevini bozabilir.
- Mesane kapasitesinde azalma: Mesanenin küçülmesi, idrar tutma kapasitesini düşürür.
- İlerleyen yaş: Yaşla birlikte mesane kaslarında zayıflama ve kapasite kaybı olabilir. Kadınlarda menopoz sonrası östrojen azalmasıyla bu durum sık görülür.
- Stres: Psikolojik faktörler de mesane kaslarının kontrolünü olumsuz etkileyebilir.
- Sinir sistemi hastalıkları: Parkinson, Multipl Skleroz (MS) gibi sinir sistemini etkileyen hastalıklar, mesanenin çalışmasını bozabilir.
Doğru tedavi ile konforlu bir yaşam mümkün
Mesane kaslarını kontrol altına almak ve idrar akışını düzenlemek amacıyla ağızdan alınan ilaçlar kullanılabilmektedir. Pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yönelik fizik tedavi egzersizleri planlanabilmektedir. Mesane içine botulinum toksini (botoks) enjeksiyonu yapılarak aşırı kasılmalar kontrol altına alınabilir. Elektriksel uyarılarla mesane sinirlerinin çalışması düzenlenebilir. Çok ileri vakalarda ise bağırsaktan alınan dokuyla yapay mesane oluşturulması gibi cerrahi yöntemlere başvurulabilir.
- İlaç tedavisi: Mesane kaslarını gevşetip, idrar akışını düzenleyen ilaçlar kullanılabilir.
- Pelvik taban egzersizleri: Mesane ve çevresindeki kasların güçlendirilmesi için fizik tedavi yöntemleri uygulanabilir.
- Botulinum toksini enjeksiyonu: Mesane içine botoks uygulanarak aşırı kasılmalar kontrol altına alınabilir.
- Mesane pili (nöromodülasyon): Mesane sinirlerine elektriksel uyarılar verilerek mesanenin düzenli çalışması sağlanabilir.
- Cerrahi tedavi: Çok ileri olgularda bağırsaktan alınan doku ile yeni mesane yapılması (neobladder) gibi cerrahi yöntemlere başvurulabilir.
Erken teşhis böbrek sağlığı için de önemli
Mesane disfonksiyonu, yaşam kalitesini bozduğu gibi, tedavi edilmediğinde böbrek sağlığını da tehdit edebilir. Bu nedenle şikayetlerin başlaması halinde vakit kaybetmeden bir üroloji uzmanına başvurmak büyük önem taşır. Özellikle 45 yaş üstü bireylerde düzenli mesane ve böbrek sağlığı kontrolü önerilmektedir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı